09 Ekim 2015

PKK'nın devrimci halk savaşındaki 'halk' nerede? 

Çözüm süreci sonlanırken terör örgütü PKK sözde temsil ettiği Kürt kökenli kitleleri iki yıl önce kurduğu YDG-H adlı gençlik çetelerini sokaklara salarak devrimci halk savaşına davet etti ve bu savaşın bir denemesini de, kurduğu barikatlar ve bomba düzenekleriyle sokak terörü yaratmak suretiyle Cizre'de yaptı.

PKK'nın liderlerinden Bese Hozat, Özgür Gündem Gazetesi'ne yazdığı yazıda "yeni Sürecin devrimci halk savaşı süreci olduğunu" ilan ederken PKK ve dolayısıyla da HDP halkın bu çağrıya kulak vereceğini, devrimci halk Savaşı'na canla başla katılacağını ve Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihinde görülmemiş bir halk ayaklanmasının başlayacağını umuyordu.

AK Parti ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı çözüm sürecinde masayı devirmekle suçlayan Demirtaş, PKK tarafından yaratılan şiddet ortamına sert bir şekilde sesini çıkarmazken Aydın Doğan ve cemaat medyasını da arkasına alarak kamuoyunda terörü meşrulaştırıcı bir süreci başlattı.

Ancak biz yaşanan sürece baktığımızda Cizre'de halkın bu çağrılara kulak vermeyip kitlesel olarak eylemlere katılmayışından anlıyoruz ki PKK'nın devrimci halk savaşında "halk" yoktur, yalnızca PKK'nın kafası Marksist Stalinist ideoloji ve Kürt milliyetçiliğiyle bulanmış acımasız militanları vardır ve bu militanlar da ordu karşısında o kadar da başarılı görünmemektedir. Başarılı olsalardı şu an Cizre'de hayalini kurdukları kantonu gerçekleştirmişlerdi. 


Son zamanlarda Doğu Bölgelerinde gerçekleşen hadiselerde de görüyoruz ki PKK bir yandan "çocuklarınızı okula göndermeyin" diye çağrılarda bulunurken öte yandan kendisini dinlemeyen ve çocuklarını ısrarla okula göndermek isteyen halk kesimlerini korkutmak amacıyla okullara bomba yerleştirmeye başladı.

Ahmed-i Xani Anadolu Lisesi'ne bomba konması ve silahla saldırılması anlamlıdır. Bomba koymak için seçilen bu okulun ismi son derece anlamlıdır. Bu okula konan bomba Kürt halkının en temel haklarıyla ilgili bugüne kadarki elde ettiği kazanımlara konan bombadır. PKK'nın bu kazanımlar hiçbir şekilde işine gelmemektedir.

Seçimlerin ertesi şiddet ortamı yeniden başladığında Kürt kökenli ve uzun zamandır görmediğim mezun öğrencilerimden birisi olan Kamber beni aradı ve süreç hakkında kendisiyle konuştuk. Kamber geçtiğimiz seçimlerde HDP'ye oy verdiğini ancak şimdi pişman olduğunu çünkü HDP'nin tarihi bir fırsatı heba ettiğini söyledi.

Siyaset yapacaklarını beklerken şimdi sokağa çıkamıyoruz ve huzurumuz kalmadı diyen Kamber, bu saatten sonra PKK nını yapacağı tek şeyin şartsız olarak silahları gömmesi ve çekilmesi, siyasete alan açması olduğunu da ifade etti. Ayrıca Kandille arasına mesafe koymayan HDP'nin Cihangir tayfasıyla ne ara sarmaş dolaş olup kadeh tokuşturmaya başladıklarını kürtlerin anlayamadıklarını, eğer durum böyleyse de kürtlerin Ak Partiden başka çıkar yolu kalmadığını söyleyerek konuşmasını tamamladı.

Kamber, doğuda yaşayan ve aktif olarak siyasette bulunmayan sadece siyaseti izleyen, düşünen pek çok yurttaştan birisi. Yani Kamber'in hiçbir partiden bir çıkarı yok. Kamber üniversite eğitimini başarıyla tamamladı, sonrasında iş buldu ve öğretmen oldu şimdi de yüksek lisans yapmayı düşünüyor.

Kamber evlenecek ve çocukları da olacak. HDP'ye bu umutlarıyla geleceği için oy verdi fakat HDP'nin bu umudu nasıl zalimce yok ettiğini görüyoruz. Çünkü HDP'nin Kamber'in umutlarıyla, yani yüksek eğitimini sürdürme, iş aş, evlilik, muhtemel çocuklarının geleceği hususundaki tatlı hayalleri ve umutlarıyla bir işi yok.

Varsa yoksa PKK'nın geleceğinin ne olacağıyla, dağdakilerin nasıl bir statü elde edeceğiyle, Cumhurbaşkanı'nın yetkilerinin nasıl kısıtlanacağıyla, kısacası Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'la işi var. Kamber ekmeği için, Kürt halkının geleceği için özerk yönetimin güçlendirileceği bir başkanlık sistemi hayal edebilirken HDP, öz yönetim, kanton hayal ediyor.

Kürt halkının ekmeği ve huzurlu bir gelecek hayali HDP'nin öncelikli meselesi değildir. HDP'nin öncelikli meselesi PKK'nın Kürt halkının üzerinde elde edeceği statü ve güçtür.

PKK'nın Milis kuvvetlerinin Kürt Bölgelerinde nasıl konuşlandırılacağı ve yönetimde örgütün hangi kadrolarının yer alacağıdır. Örgüt mantığı kısaca budur: örgütün geleceği için çalışmak! Kürt halkı örgüt içindir, örgüt Kürt halkı için değil!

Kürt halkı aptal değil.

Doğan medyasıyla, memleketin hiper zengin mutlu azınlığıyla ne yaptığınızı görüyor. Yardımsever dindar vatandaşların himmet paralarıyla holdingleşmiş paralel yapıyla nasıl ilişki kurduğunuzu anlıyor.

Bu yüzden devrimci halk savaşınızda "halk" yok. Devrimci savaşınızda Kürt halkı yok yalnızca fanatikleriniz var. PKK Kürt halkının kıyamadığı evlatlarını yiyen bir canavar. Türk halkının kınalı kuzularını kurban alan bir canavar. Bu canavardan gün gelecek herkes ama önce adını istismar ettiğiniz kendi halkınız hesap soracak!